3 Eylül 2014 Çarşamba

Annelik ve Arkadaşlık


Uzun zamandır yazmıyordum. Aslında yazmayı bırakmak istemiyorum. İlla çok kişi okusun diye değil (okusa daha güzel olur ama:) ) Yaman’a bir hatıra kalsın diye devam etmek istiyorum. Okul, iş, yaz kıpırtıları derken yazamadım ama artık daha sık yazmaya çalışacağım. 

Yakın arkadaşlarım, geçmişte yakın arkadaşlarım olmuş insanlar çok iyi bilir evlendikten sonra hiç değişmedim; kimseyi ihmal etmedim. Buna Hakanın da çok katkısı olmuştur, belki beni iyi tanıdığından, belki karakterinden hiç karışmadı bana. Arkadaşlarımla tatile gittim, hepsi bizim eve geldi gitti, gece dışarı çıktık evli olmayan (hatta çoğu örnekte sevgilisi olmayan) bir kadın gibiydim. Hamile oldum en yakın arkadaşlarımla atladım Milano’ya gittim. Onlar için sorun yoksa bizim için hiç yoktu:)

Gel gör ki işler çocuğum olunca yavaş yavaş değişmeye başladı. Daha az söylenen, daha az kızan daha sabırlı fakat daha belli kuralları olan bir insana dönüştüm ben. Çocuğuma ve aileme tahammülüm arttıkça etrafa karşı düştü belkide. Yaptıklarımı, aklımdan o zamanlar geçenleri düşününce, şimdi daha iyi anlıyorum ki herkesi mevcut durumuna göre anlamak eleştirmek lazımmış. Ben yapamadım siz yaparsınız umarım. Ya da ikinci çocuğa inşallah; kalan sağlar bizimdir :)
 
Arkadaşlarıma karşı her zaman verici bir insan oldum. Sözde değil; gerçekten ne zaman isterlerse evime gelebilirler saat kaç olursa olsun dinlerim ben. Samimiyet önemlidir; eğer karşımdakiyle o samimiyeti yakaladıysam her şey açıktır; belki yanlış ama sınır yoktur. Çocuğum olana kadar bu hiç değişmedi; ben hiç değişmedim. 

Çocuğum olduktan sonra tabi ki bazı büyük değişiklikler oldu. Evimizde sigara içilmemeye başladı küçücük balkonda artık şarap sigara seansları yapılır, dertleşilir oldu. Ben daha uykusuzdum belki çok uzun dinleyemez oldum. Yaman’ın uykusu benim için bir saplantıydı çat kapı gelmelerde eskisi kadar güler yüzlü karşılayamadım dostlarımı; hâlbuki hala en sevdiğim şeydir eve sürekli arkadaşlarım gelsin oturalım (okuyup gülenlere selam olsun  ). Sürekli kulağım odada “şşşt uyanıyor aman sessiz gülelim” derken işler değişti; ben de beni daha çok anlayan çocuklu olmak ne demek bilen; daha doğrusu beni anlayan insanlarla görüşmeye başladım. Şanslıymışım sayıca çok kaybım olmadı; anlayışlı insanlar seçmişim dost olarak.

Çocuğum olduktan sonra gezmelerimi aksatmadım, arkadaşlarımı da aksatmamaya özen gösterdim –hala nereye çağırsalar giderim; Yaman’ı bırakacak yerim yoksa onu da alır giderim- de galiba artık yüküm daha fazla olduğu için karşılık bekler oldum; karşılık vermeyeni kalbim almadı. Dedim ya bir yerden tahammülüm artarken bir yerden azaldı. Herkes çocuğu olduktan sonra bir şeylerden seve seve feragat ediyor. Ben özgürlüğümden feragat etmekten o kadar korkmuşum ki hayatımın diğer boyutlarının değiştiğini; benim değiştiğimi anlayamamışım bile. Arkadaşlarına karşı müsemması çok yüksek biriyken onu kaybetmişim ben de… 

Beni anlamamasına rağmen kendini benim yerime koyup; ne hissettiğimi anlayan ve özverili davranan; şu zamana kadar hiçbir desteğini benden eksik etmemiş dostlarıma, eşime ve aileme de bu yazı vesilesiyle çok teşekkürler. Siz olmasanız bu kadar gezemez, gezdiğim yerlerde de rahat edemezdim; değiştim belki ama daha da değişirdim kendimden sıkılır hale gelirdim. Korktuğum asosyal anneye dönüşmememdeki katkılarınız için teşekkürler :)

8 Nisan 2014 Salı

YENİ EBEVEYNLERE VE ADAYLARINA TAVSİYELER

Hamile olan ya da hamile kalmayı düşünen insanlara bu yazım… Elbette benden çok daha tecrübeli, bilgili anneler var çocuklarını büyütmüşler ama ben de yarı tecrübeli bir anne olarak anne baba adaylarına birkaç öneri vermek istiyorum. Belki yakın zamanda doğum yaşadığım için, unutmadığım için bu yazı faydalı olabilir.
Bir çocuk yetiştirmek ciddi bir iştir. Hatta beyin cerrahı değilsen yaptığın işten, gittiğin okuldan çok daha mühimdir. Bir nesil yetiştirirsin; elinde boş bir kağıt vardır tükenmez bir kalemle doldurmaktır onu çocuk yetiştirmek. O sebeple “aman nasıl olsa büyür” düşüncesine karşı bir insanım. Çocuk büyütmek kolay, çocuk yetiştirmek ciddi ve emek isteyen bir iştir. Tek derdin çocuk “büyütmekse” bitki büyüt girme bu büyük işlere.
Nasıl büyütürsen yetiştirmek istiyorsan yetiştir anneni örnek alabilirsin, kayınvalideni örnek alabilirsin veya benim en sevdiğim araştırıp uygun bulduğun bir çocuk gelişimi uzmanı ve doktorunu örnek alabilirsin. Ama tutarlı ol. Her zaman tutarlı ol. İyi bir birey yetiştirmek özellikle son zamanlarda Türkiye için çok önemli.
Artık sosyal hayatın bitti, bütün gecelerin uykusuz geçecek diyen enerji emicilerini hayatından çıkar. İlk 3 ay hariç ve hastalık, diş çıkarma, vb konuları hariç ben bütün gece uykusuz kalan anne görmedim. Artık kolik için de çözüm var 3 ay da çok zor geçmiyor.
Hayatının eskisi gibi olacağını düşünürsen üzülürsün. Evine hayatına yeni bir birey geliyor ve sana muhtaç tabiî ki bazı değişiklikler olacak; bunlar kötü değil, sadece daha farklı.
Özellikle ilk 3 aylık zamanda nolur ama nolur çocuğunu ağlarken yalnız bırakma. Prof. Dr. Harvey Karp’a göre 3aydan küçük çocuklar asla sebepsiz ağlamaz. Dünyaya daha yeni geldi geldiği yeri arıyor. Yapışık yaşayacaksınız 3 ay. Her bık dediğinde yanına gidip bebeğinizi uyandırın demiyorum ama ne yap et ağlatma o çocuğu. Ağlarsa akciğerleri açılır yalanına lütfen inanma.
Sütüne yorum yapan çokbilmişleri dinleme… Tatlı süt yapmaz sevgili anne. Bol su, bol yeşillik (ne kadar koyu o kadar iyi), bol emzirme ve en önemlisi moraldir süt yapan…
İlk zamanlar göğüsleriniz yara olacak ve can acısı olacak merak etmeyin lanolin içeren kremlerle ve zamanla bütün hepsi geçecek.
Ne olursa olsun çocuğunuzu emzirin. Herhangi bir sağlık sorununuz yoksa emzirmemek için hiçbir neden yok. Ben tek damla mama vermedim oğluma. Ek besin diye başımın etini yiyenlere de buradan selamlar J
Emzirdiğin dönemde güzel bir diziye başla. Ben Yaman’ı emzirirken The Big Bang Theory’i bitirdim. Hiç de sıkılmadan eğlene eğlene emzirdim oğlumu.
Geleneksel anneler kızacak belki ama 40 gün çocuğu evde tutmayı ben anlamıyorum. Yaman 3 günlükten beri her gün dışarıda. En soğuk havada bile hep dışarı çıkardım. Ona göre giydirdim ama Yaman her gün dışarı çıkıp temiz hava aldı. 40 gün evde oturmak zorunda değilsin. İstediğin gibi gez al bebeğini istediğin yere git. Çocuğun büyüdüğünde bir yerde sakince yemeğini yerken bana teşekkür edeceksin bunu unutma J
- Bebeğiniz sarılık olursa korkmayın. Çok azı kan değişimine kadar gider. Ben daha sarılık olmayan bebek bilmiyorum.
- Doğar doğmaz 1 ay içinde herhangi bir sağlık sorunu yoksa sünnetini yaptır. Bunun için de bir teşekkür alacağımdan eminim J
- Etraftan gelecek yardımlara hayır demeyin. Anneme bırakıp uyuduğum uykunun huzuru hiçbir şey de yoktu.
- İki adım bile uzağa giderken bebeğinizi/çocuğunuzu oto koltuğuna oturtun. Bu dünyada hiçbir şey (ağlaması bile) onun sağlığından önemli değil.
- Çocuğunuz biraz büyüdüğünde hastalanmaya başlayacak korkmayın. Böyle böyle bağışıklığı güçleniyor.
- Bebeğiniz bir yere çarptığında veya düştüğünde aşırı tepkiler vermeyin. İnsanın içi gidiyor ama akıl sağlığı yerinde bireyler yetiştirmemiz için bu şart.
- Uyuturken çok zorunda olmadığınız sürece sallamayın. Yaman daha 1 yaşına bile gelmedi ama yanıma yatıyor ve beraber uyuyoruz, sonra onu yatağına yatırıyorum. (Hayır; hiçbir “uyku koçu” ile çalışmadım, bebeğimi bir kere bile odasında ağlarken bırakmadım. Anlayacağınız ne Tracey Hogg ne bir şey. Takip ettiğim tek doktor Harvey Karp oldu. Uyku eğitimini tamamen kendi yöntemlerimle çok daha insancıl bir şekilde verdim.
- Evet etrafta çok güzel ayakkabılar var ben Amerikadan dönerken Yaman’a 17 çift ayakkabı almıştım ama inan bana giydiremeyeceksin. Yamanın ayakları o kadar tombiş ki cırt cırtlı ayakkabı hariç ayakkabı giyemiyor. Neyse belki ikinci narin ayaklı olur da o giyer diyerek kendimi teselli ediyorum. Siz yapmayın.
- Aynı şeyler kıyafet için de geçerli giydirmesi zor kıyafetler almayın. 1 yaşa kadar çok fazla kıyafet almayın 2 ay giyebiliyorlar en fazla.
- Çocuğunuza zorla yemek yedirmeyin. İstemiyorsa yemez.
- Yalvarıyorum şu çocuklarınızı kat kat giydirmeyin! Siz ne giyiyorsanız aynısını giydirin. Bizim oğlan hep çıplak uyurken üstünde pike bile olmaz bir kere de üşüdüğünden hastalandığını hatırlamıyorum
- Bebeklerle bebek gibi konuşmayın. Bir yetişkinle konuşur gibi konuşun. Bunu sadece diksiyon anlamında söylüyorum. Yoksa çocuklarınıza kendinizi dinletmek için birçok konuşma yöntemi var. Ben bunda yine Harvey Karp’ı takip ediyorum
- Çocuğunuzun bir sıkıntısı olduğunu hissediyorsanız bu genellikle doğrudur. Hislerinize güvenin. Her annenin dediği gibi; “Anneler hisseder” J
- Sporunuzu aksatmayın. 1 saat dahi olsa yapın. Bu çocukların tek ebeveyni siz değilsiniz babası da bakabilir…
- Son olarak da kimseyi dinlemeyin! Kendi çocuğunuz için en doğru olanı siz bilirsiniz…
Sevgiler!

19 Mart 2014 Çarşamba

YAMAN’IN PASAPORT İŞLEMLERİ


Amerika’da doğuma ilişkin yaşadığım en büyük sorun pasaport işlemlerini bir türlü anlamamdı. Böyle bir huyum vardır benim. Bir şeyin zor olduğuna kendimi inandırdığım an öğrenmeye kaparım kendimi. Okurum, anlamam. Pasaport olayı da benim için bu hale dönüşmüştü. Hakan’a ben bu işi anlamadım boşver almadan dönelim dediğimi bile hatırlıyorum. Gören de beni tebdil-i mekan olsun diye Amerika’da doğuma geldim zanneder! J

Okuyorum, okuyorum yok mümkün değil anlamıyorum. Teyzem tüm sakinliğiyle anlatıyor nasıl alınacağını; yok! Telaşlanmışım bir kere ne yapsam anlamıyorum. Sonra Hakan okudu ve anladığını söyledi ama ben ona da güvenmiyorum. Çok zor nasıl anladın ya anlamadıysan ne yaparız diyip duruyorum. O kadar inandırmışım ki kendimi bir sorun çıkacağına; anladım halledeceğiz diyene de güvenemiyorum. Lohusalık desen alakası yok; daha Yaman karnımdayken başladım söylenmeye. Hamilelik psikolojisi deyip geçelim efendim yapacak bir şey yok.

Sonuç olarak her siteye girdim anlamaya çalıştım yok olmuyor ne demek istediklerini katiyen anlamıyorumJ Belki benim yüzümden, belki de çok karışık yazıldığından ya da telaşlı olduğum için yeterli bilgiyi bulamadım ve orada teyzem olmasaydı ve konuya hakim olmasaydı nasıl yapardım bilmiyorum.

E hastanede yardım etmediler mi dediğinizi duyar gibiyim… Bizden daha bilinçsiz birileri varsa onlar da hastane çalışanlarıydı. Bilmedikleri şey nasıl pasaport alınacağı değil 18 gün içinde nasıl pasaport alınacağı idi. 15 Nisanda doğum yapmıştım ve dönüş biletim 3 Mayıstaydı; biletimi değiştirmek istemiyordum çünkü biran önce Yaman’ın düzeninin oturması gerekiyordu. Hastanede bu konu ile ilgili bilgi aldığımız kadın en erken 6 hafta içinde pasaportu alabileceğimizi söylediğinde yaşadığım telaşı tahmin bile edemezsiniz J.

Pasaport almak için hastanenin başvurusu ile temin edilecek Birth Certificate (doğum sertifikası)’e ihtiyaç var. Sorun da buradan kaynaklanıyor; hastane bu sertifikanın geç çıkacağını ve geç işleme konulacağını söyledi. Ama merak etmeyin; dönüş tarihinizi gösteren bir belge ile giderseniz ve belgeleri siz kendiniz alırsanız 3 gün içinde çıkarabiliyorsunuz. Her bölge için gidilen yer farklı oluyor, biz bölge belediyesine gittik.

Belgenizi aldıktan sonra o bölgenin pasaport ofisine başvuruyorsunuz. Biz San Francisco’daki ofise başvurduk. Pasaport’u 2 günde çıkarmak için ekstra bir para veriyorsunuz bu sürece “expedite” deniliyor. Başvuruyu yaptıktan 2 gün sonra da pasaportunuz elinizde oluyor. Toplam süreç yaklaşık 10-15 gün sürüyor.

Pasaport ofisine giderken yanınıza almanız gereken belgeler.

·         Doğum Sertifikası (biz bunu daha önce de bahsettiğim gibi county ofisinden aldık ve her ihtimale karşı onaylı 5 kopya aldım)

·         Hastaneden alacağınız bebeğin anne babasının siz olduğunu gösteren bir kayıt

·         Bebeğiniz adına sizin doldurduğunuz DS-11 formu

·         Ve işin en zor kısmı; bebeğinizin vesikalık pasaport standartlarına uygun fotoğrafı

Pasaport ofisinden telefon ile randevu alıyorsunuz. Expedite ettirmek için geçerli bir sebep gerekiyor. Bunun için Türkiye’ye dönüş uçak biletlerinizi götürebilirsiniz. Pasaport ofisine başvuru için giderken bebeğiniz annesi ve babası; hepinizin orda olması gerekiyor. 2 gün sonra pasaportu almaya gittiğinizde ise böyle bir zorunluluk yok. Pasaport ücretlerini ve daha detaylı bilgiyi http://www.path2usa.com/applying-for-us-passport-for-newborn-in-us sitesinden bulabilirsiniz. Site İngilizce ama her şeyi detayı ile anlatıyor. Atladığım bir yer varsa buradan teyit etmenizi öneririm.

Biz başvurduktan 2 gün sonra Hakan gidip Yaman’ın pasaportunu aldı. 5 yıl sonra yenilenmesi gerekiyor bu pasaportun. Birkaç gün sonra da kaldığımız evin adresine oğlumuzun social security numarası geldi.
Ne yalan söyleyeyim bu konu hala bana biraz karışık geliyor. O yüzden umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgiler!